30 Haziran 2012 Cumartesi

harbiye'de askeri müzeyi geçince maçka'ya yönlendiren bir park var. özellikle sabahları işe giderken görüyorum. bu minnoşlar, her yerdeler. kedi cenneti gibi bir yer. hatta yavru kedi cenneti. birkaç tanesini çantama atıp kaçasım geliyor.
satın aldıktan sonra oraya ilk kez gidişimi hiç unutmadım. okul çıkışında servis bırakmıştı. üzerimde üniformam, 3. sınıfta bir miniydim. temizlik bitmiş, yerlerin halıfleksleri yapılmış, amcamın ve babamın ellerinde birer maket bıçağı son rötuşları yapıyorlardı. bense mutfak tezgahında ödevlerimi yapıp bu görüntüyü aklıma kazıyordum sanırım.
sonra evim oldu. 3. sınıf boyunca hergün önce buraya uğradığım, okula burdan gidip geldiğim, çocukluğum boyunca tüm yazlarımı geçirdim ikinci evim. üniversite boyunca atölye olarak kullandığım, diplomaya hazırlanırken yatıp kalktığım, haftalarca içinden çıkmadığım evim. babamın sigara içtiğimi ilk öğrendiği ve görmezden geldiği yerdi. geceleri içtiğim, arkadaşlarımla takıldığım, arabamı güvenle bırakıp gittiğim, eve dönmeden önce mutlaka uğradığım yerdi. ofise gidiyorum dediğimde, herkesin ilk aklına gelen yerdi, kendi işyerim değil.
artık o olmadan yeni bir düzen kurulacak hayatımda. her nasıl olacaksa. 24 ocak'tan beri her gittiğimde içinde eksiklik hissettiğim yer, 25 hazirandan itibaren içinde başkalarını ağırlayacak. ne zamana kadar bilinmez ama artık böyle.

27 Haziran 2012 Çarşamba

"And there will come a time, you’ll see, with no more tears. And love will not break your heart, but dismiss your fears. Get over your hill and see what you find there, With grace in your heart and flowers in your hair."

- After The Storm, Mumford and Sons (via vintage-kisses)

23 Haziran 2012 Cumartesi

BURALARA UĞRAMAYALI…

tam bir ay olmuş elim varmayalı buralara… üniversite mezunu ev kadınlığımı, taptaze yeni bir işe girerek noktaladım. bazen facebook profilimde about kısmına bunu da deneyim olarak yazmak istemiyor değilim. hayatımda yeni başlangıçlar olduğunu hissediyorum. her zaman daha iyiye gidiyor gibi gözükmeseler bile, başladığımız noktadan ileride durduğumuzu farkettiğimizde herşeye değiyor bence.
vardığım son noktaya gelecek olursak, çukurcuma'nın köhne ama entellektüel sokaklarından nişantaşı'nın seçkin caddelerine geçmiş bulunmaktayım. Yazın ilk günlerini nihayet yaşamaya başlayabildiğimiz şu günlerde sabah yürüyüşlerime kuş cıvıltıları eşlik ediyor. birkaç haftadır fırsat bulamasam da, artık cumartesi sabahları dilediğimce güneşlenebilirim. bu yaz güzel geçecek gibi…
evde büyük bahar temizliği var. malum artık ofis yok. evin dekorasyonunda da ufak değişiklikler olacak gibi gözüküyor. nasılsa evde mimar hanım var… tasarlar, çizer, yapar…