15 Aralık 2011 Perşembe

iş hayatım, sosyal yaşantımı katletmeye devam ediyor. aralarında tam bir mutabakat sağlayamasam da barış görüşmeleri devam ediyor. güne erken başlamak, uyumama müsade etmese de, güneşin doğuşuna ve batışına şahit olmamı sağlıyor. otobana yansıyan güneşin ilk ışıkları uyandırıyor mesela. ama en çok gün bitimini seviyorum sanırım. mutfağın penceresi bir tablo çerçevesi misali, içine batan güneşin kızıllığında uzanan galata kulesini koyduğunda tüm yorgunluğum uçup gidiyor. bir de jay kay var… o bir meditasyon biçimi. her sabah bir ölçü alınası… ahhh öğlen oldu bile nerdeyse. hadin ben kaçtım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder