29 Kasım 2012 Perşembe

telefonunuzda son aramaları, sevdiklerinizden çok seramikçi, boyacı, coriancı, mobilyacı, patronunuz, iş arkadaşınız, müşteriniz ve bilimum birlikte çalıştığınız insanlar doldurmaya başlamışsa anlayın ki siz de işkolik bir insana dönüşüyorsunuz. arkadaşlarınızın çağrılarını gördüğünüz halde hatırlamanız iki haftanızı alıyorsa, üstelik hala aramaya vakit ayıramıyor veya akşamları telefonda konuşamayacak kadar bitkin düşüyorsanız, aynı haftaya görüşmek üzere yediden çok insana söz verdiyseniz, bu hafta görüşelim mutlaka demenizin üzerinden günler haftaları, utanmasa ayları kovalayacak olsa, öğle yemeğinizi akşam 5lerden sonraya sarkıttıysanız, siz de bu kaosun bir parçası olmaya başlamışsınız demektir. sorun şu ki, çözümü ne bilemiyorum. keza bilsem kendim uygular, kendimi kurtarırdım. yan etkilerinden en büyüğü de işle ilgili olmayan hiçbirşeyi hatırlayamamanızdır. buna cevaplar verdiğiniz sohbetler de dahil!!! sonucu mu merak ediyorsunuz: endişeli bir anne ve isyankar bir sevgili… haklılar ne diyebilirim ki… şu aralar tek istediğim şey, uzun ama çok uzun bir haftasonu… bulutlu kapalı havada, battaniyemin altına sığınıp elimde bir kupa kahve, tüten bir sigara ve tüm vaktimi gönül rızasıyla verebileceğim filmler ve kitaplarım… ohh god, it’s still not friday!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder