11 Ekim 2014 Cumartesi

FLORANSA’DAKI 2. GÜN


image

Otelimiz her ne kadar son dakikada değişmiş ve vasat bir yer çıkmış olsa da, güne bu güzel kepenkleri açıp Toskana'nın ilk ışıklarını çatılardan seyretmek çok keyifliydi. Bu satırları yazarken bile iliklerimde hissedebiliyorum oradaki muhteşem havayı.
Geç kalktığımız için apar topar kahvaltıya gittik. Avrupa'daki çoğu orta sınıf otellerde olduğu gibi burada da çok fazla alternatif olmadığı gibi geç geldiğimiz için neredeyse hiçbirşey kalmamıştı. Sade kahve ve bir dilim kayısı marmelatlı kızarmış ekmek ile kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı salonuna annesiyle gelen bu tatlı yaratığın ilgisini çekince kısa süreli mıncıklama hakkı kazandım. Kendisini annesine teslim ettikten sonra hızlıca hazırlanıp doğruca Palazzo Vecchio'ya fırladık. 

image

Önceki günden keşif yaptığımız için doğruca evlilik bürosuna gittik. Ancak resepsiyondaki şişman Alfredo malesef söylemeye çalıştıklarımın hiçbirini anlamıyordu. Bize formlar verdi ve evraklarımızın hepsinin fotokopisini çektirtti. Koca devlet dairesinde bir kişi bile ingilizce bilmiyordu… İnanılır gibi değil. Bize verilen evrakların fotoğraflarını Harold'a gönderdik. Sonuç tam tahmin ettiğimiz gibi, bizi yeni başvuru yapıyoruz zannedip yeni formlarla uğurlamış keko. 
Harold hemen telefon edip bizim işlemleri yaparken sık sık görüştüğü kişiyi arayıp durumu bildirmiş. Odadan bağırarak çıkan kadın bizi korkutsa da bizim Alfredo'yu güzelce azarladı. Yüzümüzdeki sırıtışı engelleyemedik. Ancak bir sorun vardı Alfredo'nun yavaş yavaş konuşmasından herşeyi anlasam da bu kadınınkisinden tek kelime anlamıyordum ve o da benim yüzümden olan biteni anlıyordu. Bana tek tek tercüman olmadan işlemleri yapamayacağını iletti. Harold ertesi günü gelecekti ama bizim de save-the-date çekimlerimiz olacaktı. Üstelik ne olursa olsun son güne kalmış olacaktı. Ya bir aksilik çıkarsa diye Ekin'i aradık yardımcı olabilir mi diye. Saolsun, tanışalı 12 saat olmuşken hemen geldi. 

image

Ne var ki önce işlerimiz yolunda gidiyor gibiyken kadın birden tersleşti ve Ekin'i kimliği yanında olmadığı için azarladı. Kimliksiz işlem yapamayacağını iletti. Neyseki evi kısa mesafedeydi. Gidip alıp gelmeyi kabul etti. Dışarıda onu beklerken yalnızca 5dk sonra görünce şaşırdık bu kadar kısa sürdüğü için. Meğerse eve gidip gelmek yerine oraya çok yakın mesafede oturan Kıbrıslı Türk bir arkadaşını çağırmış. Dilara, 6 senedir Floransa'da yaşayan arkeoloji tarih bölümü mezunu, aynı zamanda da burada rehberlik yapan biri. Git gide sayımız artarak içeri girdik. Dilara ve Ekin kadınla tekrar konuştular. Neyseki Bu sefer Dilara kadını tavladı da işlerimizi hemen hallettiler ve sonunda odaya alındık. Dilara uzun yıllardır memleketten uzak olduğu ve Kıbrıslı olduğu için Ekin kadar akıcı Türkçe konuşamıyordu. Ekin işleri hızlandırmak için araya girdikçe iyice sorun çıkardılar. Ekin kapıya çıkıp orada beklemenin daha hayırlı olacağına kanaat getirip bizi dışarıda bekledi. 
Burada gerçekten Türkiye'yi özletecek kadar çok bürokrasi var. Tam bir devlet dairesi yani!! Dilara bize gösterilen bütün belgeleri Türkçeye çevirdi. Aslında orda yalandan konuşsa bile anlamazlardı doğru çevirip çevirmediğini ama prosedür işte. Ardından gerekli imzalarımızı attık ve işler tamamlandı. Nasıl rahatladığımızı anlatamam. Böyle bir hafiflik yok. Ekin olmasa, bu işleri gerçekten halledebilir miydik bilemiyorum. Belki birgün daha stresimiz olacaktı. 

image

Saat 17.00'e gelirken Ekin'in işe gitme zamanı geldi ve bizden ayrıldı. Dilara ile biraz gezdikten sonra onun da yanından ayrıldık. Artık kuşlar gibi özgürdük. Önünden geçerken gördüğümüz dondurmacıya daldık ve kocaman iki dondurmayla kendimizi ödüllendirdik. Gitmek isteyenler için adını tam hatırlayamıyorum ama Via dei Calzaiuoli caddesi üzerinde bu şekilde tanesi 10€'dan dondurma satan tek bir yer var. 
Akşama kadar civarı dolaşıp ertesi gün geçeceğimiz otele gittik. Resepsiyondaki kişiye özel durumumuzdan bahsettik ve yardımcı olmaya çalışacaklarının sözünü aldık. Sonra da geç olmadan geri döndük. Bol bol dinlenmemiz gerekiyor çünkü ertesi gün hem eşyalarımızı diğer otele taşıyacağız, hem de çekim yapılacak. Heyecan bastırdı çok… Yerimizde duramıyorduk… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder