12 Ekim 2014 Pazar

GÜLÇIN & İSMAIL SAVE-THE-DATE

Sabah erkenden kalkıp yine kahve ve marmelatlı kızarmış ekmekle kahvaltımızı yaptıktan sonra hızlıca hazırlandık. Diğer otele geçince vaktimiz olmayacağı için çekime uygun şekilde giyinmek zorundaydık. Tabi dışarıda garip bir görüntü oldu. Başımdaki beyaz şapka ve elimdeki çiçek ile oldukça dikkat çekiyorduk, ellerimizdeki bavullar ise garip duruyordu. 


image

Floransa'daki tek zor olan şey arnavut kaldırımlarında bavul sürmek. Önceki seyahatimde de sırt çantasıyla gezmenin mantıksızlığını yazmıştım ama burası için gerçekten tam bir kabus. Zor bela otele geldiğimizde annemler karşıladı bizi. 
Otel gerçekten de çok hoştu. Evet biraz eski ama İtalya'da yeni bir otel bulmak çok zor. En lüksleri bile çok zaman önce yapılmış. Halılardan hemen anlaşılıyor. Burası da o hesap… Check-in işlemlerinden sonra bavulları kenara bırakıp orta avluda kahvelerimizi içtik. Yarım saat sonra da Harold'la Serap geldiler. Bu kadar zamandır yalnızca internetten konuştuğum, bu rüya gibi planların gerçekleşmesinde en büyük payı olan güzel insanlarla tanışmak çok güzeldi. 


image

Birlikte biraz vakit geçirdikten sonra hem kenti gezmek hem de fotoğrafçılarla buluşup çekim yapmak için dışarı çıktık. Çekim sırasında bizimle vakit geçirmeleri sıkıcı olabilir diye daha sonra buluşmak üzere sözleştik ve fotoğrafçılarımızı aramaya başladık. Aslında onlar bizim için fotoğrafçıdan öte Gökçe ve Nurkut'tu. 


image
image

Evlenecek olanlar için fotoğrafçı bulma işi tam bir kabus. Çünkü çok alternatif var herkes birbirinden yetenekli ve başarılı.. kimi neye göre tercih edeceğini insan şaşırıyor. Üstelik bizim durumumuz daha da karmaşıktı. Türkiye’den İtalya’ya fotoğrafçı götürmek ile İtalya’dan bir fotoğrafçı bulmak arasında kalmıştık. Kut Photography ile enerjimiz tutunca onlarla çalışmaya karar verdik. 


image

Kent merkezinde Palazzo Vecchio'nun önünde Gökçe ve Nurkut ile buluşup gezmeye başladık. Benim önceki seyahatimden tanışıklığım, ilaveten iki gündür orada oluşumuzdan dolayı ev sahibiydik neticede. İlk iş nikahın kıyılacağı Sala Rossa’ya gitmek oldu. Kapıdaki görevliye ertesi gün nikahımız olduğunu çat pat İtalyancamla anlatmaya çalıştım ama içeri sokmadı. Sonradan önceki gün evrakları teslim ettiğimiz büroda gördüğüm gıcık kadın ortaya çıktı. Eyvah dedim, şimdi gene sorun çıkartacak. Ancak düşündüğümün aksine ‘solo tre minuti’ dedi, ‘yalnızca üç dakikanız var’… Jet hızıyla içeri girdik fotoğraflar çektik. Hem de içerisini önceden görme şansımız oldu. Böylece tören için önceden oturma ve yerleşme programı yapabildik. 


image

Palazzo Vecchio’dan sonra Floransa'nın bütün sokaklarını didik didik gezdik. Her yerini dolaştık, bol bol fotoğraf çektik. 2 saat hiç durmadan yürüdük ve çok yorulduk. Bizim otelde kalacakları için onları gönderip henüz otele yerleşmiş olan amcamlarla buluşmaya gittik. Biz Milano'ya uçtuktan sonraki gün annemler Venedik'e, amcamlar ise Roma'ya gitmiş; nikah tarihimizden bir gün önce hepsi Floransa'ya geçmişlerdi. Hep birlikte bu güzel şehirde olmak, kendimizi iyice evimizde hissettirmişti. 3 gündür buradaydık ve sokak sokak her yerini biliyorduk. 


image

Harold'la Serap da gün boyu gezip Floransa'ya 15dk. uzaklıktaki Harold'ın teyzesinin evine geçmişlerdi. Biz de hava kararmadan otele geçip dinlenmeye karar verdik. Ayaklarım bana ait değilmiş gibiydi. Koca bir gün, bavul taşırken dahi giydiğim topuklu ayakkabılar artık işkence aletine dönüşmüştü. Birkaç saat dinlendikten sonra otelin lobisinde büyük bir fotoğrafçı güruhu bizi bekliyordu. Gökçe ve Nurkut, bizim projemizden bahsettiği anda heyecanlanıp eşlik etmek isteyen fotoğrafçı arkadaşları ile videomuzun çekimlerini yapacak Tuğçe nikah günü bizimle olacaklardı. 


image

Birlikte sohbet edip genel olarak çekimler hakkında konuştuktan sonra sabah erken saatte buluşmak üzere ayrıldık. Bu gece son gece.. büyük güne saatler kalmışken heyecandan bir türlü uyku tutmadı. tik tak, tik tak… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder